18 Ekim 2011 Salı

GÖRMEDİĞİMİZ TÜRKİYE

Görmediğimiz Türkiye –Fotoğraf Sergisi


Görülmemiş ne çok yer, yaşanmamış ne çok olay var. Tüm bu yaşanmamışlık ve görülmemişliklerin insanın önüne serilmesi ne güzel bir duygu! 3 numaralı antrepodan içeri girerken amacım “Görmediğimiz Türkiye“ sergisindeki fotoğrafları incelemek ve fotoğrafçık alanında kendime katkı sağlamaktı. Ama daha ilk adımımda görmediğim, yaşamadığım bir Türkiye’nin büyüsüne kapıldım. Sergideki 100 fotoğrafın yüzünü de nefesimi tutarak seyrettim. Sergi beni aldı bambaşka dünyalara götürdü. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yılları ve bundan önceki dönemler, fotoğrafçıların eserlerine ilişkin notları ve anılarıyla bambaşka bir boyut kazanmıştı sanki. Serginin sonunda fotoğraflardan ilham almanın yanında, fotoğrafçılığın nasıl amaçlara hizmet edebildiği hakkında da büyük bir bilgiye sahip olduğumu fark ettim.
National Geographic Türkiye dergisi 10. yaşını “Görmediğimiz Türkiye“ fotoğraf sergisiyle Karaköy – Tophane Antrepo No:3 ‘de, 11.05.2011~11.06.2011 tarihleri arasında kutladı.
“Görmediğimiz Türkiye” sergisi, bugüne dek gün ışığına çıkmamış fotoğraflardan oluşuyordu. Bu fotoğraflar Türkiye’nin çeşitli yerlerine seyahatlar gerçekleştiren National Geographic fotoğrafçılarının bakışlarıyla dönemin yansıması olarak nitelendirilebilir.

Serginin kaynağı olan 123 yıllık National Geographic Fotoğraf Arşivi, 8 milyonu kart baskı toplam 11.5 milyon fotoğraftan oluşuyormuş. Anladığıma göre, arşivin büyük bölümü National Geographic fotoğrafçılarının dergide yer almayan fotoğrafları. Sadece bir konu için yıllarını harcayan tecrübeli fotoğrafçıların çektiği binlerce kare içerisinden çok kısıtlı sayıda fotoğraf dergide yer bulabildiği için geriye kalan binlerce kare National Geographic’in fotoğraf arşivinde çok özel koşullarda saklanıyormuş. Yani bu da demek oluyor ki; bu dergi dünya tarihine büyük bir hizmette bulunuyor.

Sergiden ayılırken, Türkiye tarihinden 100 çarpıcı karenin derginin Mayıs sayısıyla birlikte bir fotoğraf albümü olarak tüm okuyuculara hediye edildiğini fark ettim ve hemen bir tane edindim. Kucağımda dergim, yüzümde kocaman bir gülümseme bugünkü İstanbul’a doğru yürümeye başladım…

Selda Ayşe GÜLEÇ



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder