13 Aralık 2012 Perşembe

AKSEKİ NEDEN ŞİRİNCE OLMASIN?...

Bu yazımın konusu için esinlendiğim düşünce tamamen Sayın Aysel Güleç'e ait. Geçtiğimiz günlerde kendilerini ziyaret amacıyla Bodrum'daki evlerine giderken her zamanki rotamızdan farklı olarak uçuşumuzu Bodrum-Milas Havalimanı'na değil, İzmir Havalimanı'na gerçekleştirdik. İzmir'den Bodrum'a doğru aracımızla giderken de çok uzun zamandır ismini duyup bir türlü gitme fırsatı bulamadığımız Selçuk İlçesi'ne bağlı Şirince köyüne uğradık. O kadar etkilendik ki bu güzel köyden, Bodrum'a vardığımızda oradaki izlenimlerimizi ballandıra ballandıra anlatırken, sevgili kayınvalidem ''İşte Akseki'nin de böyle olmasını çok istiyoruz'' dedi. Açıkçası bu benim aklıma gelmemişti. Belki de gerçek Aksekili olmak böyle bir şey işte. Şirince'nin daha önceleri burada yaşayan Rumlardan kalma evlerinden söz ederken, kayınvalidemin ''Akseki'nin de düğmeli evleri var'' cümlesiyle araya girmesi ve ''İçinde büyüdüğümüz ve yaşadığımız için bizlere çok normal geliyor, ama bugüne kadar Akseki'ye hangi misafirimizi götürsek düğmeli evlerimize hayran kaldı'' deyişi doğduğu topraklara sahip çıkan bir Aksekili olmanın en güzel kanıtı bence.

Şirince de aynı Akseki gibi tepeye konumlanmış.  Selçuk'a yedi kilometre mesafede ve denizden üç yüz elli metre yüksekte yer alıyor. Çok keyifli, yeşillikler içerisinde, etrafı üzüm bağlarıyla çevrili bir yer. Tarihi, mimari dokusu, gözlemesi ve ev yapımı köy ürünleriyle ziyarete gelenlere unutulmaz lezzetler sunuyor Şirince. Son yıllarda ziyaretçi akınına uğrayan bu güzel köyümüzde köy kadınlarının el emeği, göz nuru dantellerinin yanı sıra, sehpa örtülerinin, yazma, yün eldiven, çorap gibi el işlerinin sergilendiği tezgahlar köyün her yerine yayılmış. Bu tür el işlerini köy evlerinin hepsinde bulmak da mümkün. Bu güzel evlerin çoğunda oturulmuyor zaten; hepsi pansiyon, butik otel ya da başka bir turistik amaçla kullanılır olmuş. Otel ve pansiyon olarak hizmet veren bu evlerin iç dekorasyonu antik eşyalarla tamamlanmış. Pirinç karyolalar, bölgesel karakterlerde kilim ve halılar, bakır kaplar, sini, mangal, ahşap eşyalar, eski Rum ve Türk evlerinin geleneklerini yaşatıyor. Yabancı turistler, sessizlikten hoşlananlar ve sanatçıların yanı sıra hafta sonu farklı ortamda dinlenmek, hatta balayı geçirmek isteyenler için ideal bir yer burası. Şirince'de köyün araç girmeyen, dar ve taş döşeli sokaklarında dolaşan turistler, bozulmamış mimari dokuyu hayranlıkla izliyor ve bol bol fotoğraf çekiyorlar. Karakteristik yapıları görmek isteyenlere, ev sahipleri konukseverlik gösterip evlerine buyur ediyorlar. Özellikle, Türk mutfağını ve tencere yemeklerini tatmak isteyen yabancı turist aile gruplarına da sebzeli yemekler, dolmalar yapılıp, lokmalar dökülüyor. Eski zamanlarda zeytin ve incir ağaçlarının bolluğundan dolayı ‘Dağlarından yağ, ovasından bal akar’ diye tasvir edilen Şirince’nin dağlarından toplanmış kekik, biberiye vb. çeşitli otların kurutulmuş halleri, kuru incirler, yörenin zeytinleri, zeytinyağı ve bunlardan üretilmiş sabunlar, kremler, ev yapımı meyve şarapları ve daha bir sürü şey yerli yabancı turistlerin ister istemez alışveriş yapmasına sebep oluyor. Tabi ki Ege yöresi insanının misafirperver ve sıcak kanlı yapısı ziyaretçileri çok memnun eden önemli faktörlerden biri.

Yani gerçekten insanın ''Akseki de niye böyle olmasın?'' diyesi geliyor. Niçin Akseki yolu üstünde bu şekilde mola verilmesin? Antalya ve diğer illerden gelen ziyaretçiler aynı Şirince'deki keyfi, hatta daha fazlasını neden Akseki'de de yaşamasın? Yapılacak restorasyonlar ile bazı düğmeli evlerimiz neden bahçesinden tüm Akseki'yi seyretme imkanı olan oteller, pansiyonlar, hoş restoranlar ve kafeteryalar olmasın? Yazın sıcağında ve neminde deniz kenarlarında bunalanlar Akseki’nin güzel havasında, şelalelerin kenarında güzel lezzetleri tadarken neden serinleyip rahatlamasın? En önemlisi ise Akseki için turizm neden önemli bir gelir kaynağı haline gelmesin? Kafamda oluşan bu soruları sizlerle paylaşmak için oturdum bu yazıyı yazdım.  
Sürç-i lisan ettiysem affola...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder